28 Ekim 2011 Cuma

Van'a Saygıyla / Tribute to Van

Bu yazıyı çok önceden yazıp bir türlü yayınlayamıstım. Düşündüğüm başlık "Van'da 1 günüm olsaydı ve bir gün daha" olacakrtı ama deprem yüzünden güzel Van'da ne zaman bir günüm daha olacağını bilemiyorum. 
 
Iran sınırındaki Van, Türkiye'nin en doğusundaki şehirlerden biri. Son dönemlerde, iş icabı yolumun sık düştüğü, ama iş yüzünden, çok gezemediğim bir şehir. Yine de son iki seferdir ocakbaşında yemeklerin -daha çok etlerin- tadına bakacak ve son seferde Akdamar Kilisesine gidecek vakit bulmayı başardım. Gezip, duyduklarımdan notlarım şöyle:

Van'da 1 günüm olsa, 
  • Van Gölü’ndeki, Akdamar Adasını ve adanın üzerindeki Akdamar kilisesini ziyaret ederim, (Vanlılar bu uçsuz, bucaksız göle haklı olarak deniz diyor). Akdamar en az yarım gününüzü alıyor, güzel havada adada tüm gün geçirilebilir. Merkezden uzak, taksi pahalı oluyor ama Gevaş minibüsüyle 45 dakikada adaya giden teknelere ulaşabilirsiniz (5 TL).  Akdamar Kilisesi, Ermenilerin en eski ve mimari açıdan en özel ibadet yerlerinden, 16. yüzyıldan beri adanın üzerinde yerleşim yok. Son 2 senedir, "özel izinle" yılda bir kere Eylül ayında kilisede ayin yapılıyor. Ayine, birkaç kuşak öncesinden Van’ın yerlisi olan Ermeni vatandaşları da katılıyor. (“Vanlı”lardan duyduğum kadarıyla, Ermeni mezarlarının bile içleri açıldığı düşünülürse, sınır kardeşliği için yapılacak daha çok iş var.)  
Akdamar kilisesi/ Akdamar church

adaya giden bot/ the boat to the island

  • Şehir merkezinde döneceksem ve enerjim kaldıysa kaleye çıkarım, son 1 senede surlar yenilenmiş, kalenin tepesindeki camii faaliyete geçmiş.  (benim için bir dahaki sefere)
  • Bir de et severler akşam ocakbaşına..    (Zaten şehrin vejetaryen seçenekler sunduğu pek söylenemez)  Geçen sefer göl kenarındaki Merit Şahmaran Otel'deydik, bu sefer de merkezdeki Tamara'da ocakbaşına gittik. Grup olarak gezenler için ideal, hafta sonu fasıl çalıyor. Her masanın kendi ocağı olduğundan keyifli bir ortam ama et sevmeyen biri olarak ben biraz fiyatlı buldum.


 

    1 günüm daha varsa ve aylardan Ağustos-Eylülse
  • Erçek Gölü kıyındaki flamingoları izlemeye giderim. Göl, şehir merkezinden yaklaşık yarım saat uzaklıktaki Erçek Beldesine bağlı.  Erçek Gölü yıl boyunca Iran ve Güney Afrika arasında uçan flamingoların doğal yaşam ve üreme alanı. Simdi okuduğuma göre, bazı koloniler yıl boyunca gölde kalıp nöbet tutuyor ve yeni gelenlere nerede durmaları gerektiğini hatırlatıyor.  Fazla yaklaşmak mümkün olmadığı için dürbün ve büyük objektifler geziyi daha keyifli hala getirecektir. En komik manzaralardan biri, biz yaklaştıkça sürünün topluca sola kaymasıydı. Sonuç olarak kıyıya 50 metreden fazla yaklaşamadık.                                                                                                                      Not:. Bu yıl eylül ayında, Erçek Belediyesi göl kenarındaki ilk flamingo festivalini düzenlendi.
 
  • Merkezdeki pasajları, kuyumcuları gezip güzel Ermeni işçiliği ürünü antikalara, o örneklerden yapılmış takılara göz atarım. (benim için bir dahaki sefere)
  • Kedi sever biri olduğumdan, mutlaka Van kedisi mıncıklarım  

uzun bacaklar- yeşil mavi gözler / long legs - one green, one blue eye
I drafted this post long ago. The title was "if I had one day in Van and one more". Given the conditions and the long term impact of the earthquake, I am not sure when  I will have one more day in beautiful Van.

Van is situated at the Eastern border of Turkey, neighboring Iran. I have been there several times in the last years for work and since I was there for work, I could see only one very little of what the city has to offer. Nevertheless,  I had the change to taste “ocakbaşı” in the last two times and manages to visit Akdamar Island and Akdamar church last time. Considering how little I visited, here are my notes from what I have heard and seen:
If  I had one day in Van,
  •         I would visit the Akdamar Island and the Akdamar Church in the lake of Van. (Locals rightly call this endless lake as the sea).It would take half a day to get there and come back but one can easily spend the whole day in the island on sunny, warm days. As the place is outside the city center and the taxi may be expensive, I took the minibus to Gevaş (5 lira/ 3$ per person) to get where the boats leave for the island. It is a very old and special church for Armenians and Armenian architecture. There is no settlement in the island but the church since 16h century. The religious place was close for years.  Only in the last two years, it was open for ceremony once a year in September with a “special permission”. At the time of the year, the city hosts Armenian citizens whose ancestors were locals of Van.  It takes much more to celebrate Armenian heritage and build fraternity across the border, considering that even some Armenian cemeteries were dig out as I heard from the “locals”.
  •          If I were going back to center and had the energy, I would also go to the Castle.  In the last year, the place has been renovated with a functioning mosque at the very top of it. (I am saving it for the last time)
  •       Ocakbaşı [barbecue] would be ideal dinner for meat lovers. Remind you, Van is not the most vegetarian friendly city in Turkey.   Last time, we had eaten at Merit Şahmaran Hotel by the lake, this time we were in the center at Tamara Hotel. It is joyful way to eat in groups with music playing in weekends. Each table has its own barbecue. It is fun, albeit, I found, pricy.  (Note that I am not fan of meat products).                           
If I had one more day and it is August-September;
  • I would go to watch flamingos, by the lake of Erçek, half an hour ride from the city center. The lake is a natural settlement of these creatures moving between South African and Iran throughout the year. I have just read some colonies of flamingos stay in Erçek the whole year to watch the area and show others where to stop.   It is not possible to get very close to them, so take binoculars with you and objectives to zoom in.  The funniest thing was to watch how they all moved towards the left of the lake, as we were approaching, so we could only get around 50 meters near the shore.                                                                                                                  P.S: The first flamingo festival was organized in September 2011 by the municipality.
  • Explore the jewellery shops and arcades in the center for antiques and jewellery modeled after Armenian crafts  (also saved it for the last time).
  • As a cat lover, I would find a cat of Van and play around with it. 
ÖNEMLİ NOT:
Van'a yollanan yardımların dağıtımında sorunlar yaşandığını herkes biliyor. Benim gorustugum kisiler de onlara yardım ulasmadıgını soyledi.
Depremzedelere direkt YARDIM yollamak için ulasabileceginiz kisiler ve adresleri asagıdadır. Bu yolla gonderdigimiz yardımlarnı nereye gittigini takip edebiliriz!
Egitim-sen Agrı'dan her gun Ercis'in koylerine gidiyor. Sadullah Bey ise Van Merkez'den Ercis'teki koylere yardım goturuyor.
İletisim:
Selami Tanrıverdi
İsa Ağa Mahallesi
Afet Evleri Bölgesi No:4
Diyadin Ağrı
Tel: 05453522159

Sadullah Değeralp
Akköprü Mahallesi Saban Boysan Sokak no,:4
Van Merkez
Tel: 0506 7172855

Mehmet Mevlut Selcuk
Tek evler Mahallesi Kardelen Yemek Fabrikası Yanı
Teberer Sokak
Erçiş Van
Tel: 0505 3556111 

Acil ihtiyaclar: ısıtıcı, uzatma kablosu, uyku tulumu

Yardımlarla ilgili SON DURUM  
http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com/'dan takip edilebilir.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Hamburg'ta en sevdiklerim / my Hamburg top 10


1.      Gecesi ve gündüzüyle Alster ve şehir bisikletleri. Not: internetten üye olup 5 Euro kredi aldıktan sonra bisikletlerin her seferinde ilk 30 dakikalık kullanımı bedava bkz.

 Alster by day and  by night and stadtrat. P.S: you need to sign up online and buy 5 Euro credit, afterwards first 30 minutes ride is for free.



2.      Ucuz ve leziz Asya yemekleri (özellikle BOK -evet isim biraz talihsiz- ve köşe başındaki Tay lokantası)
   
     Cheap and tasty Asian food (especially BOK and Thai at the corner)   

3.      Güneşli bir haftasonu kanal kenarında brunch (bkz: anleger)

        Brunch by the canal in a sunny weekend (see anleger) 


4.     Merkez istasyondaki Giovanni L. dondurma (bkz dondurma postu)

       Giovanni L. ice cream in Hauftbaunof (see my icecream post)
 
      5.     Birdland  caz bar
        
                   Birdland  jazz club

Vocal Session/  Vokal gecesi

     6.      Tapas barlar (ör: Altona'daki Altamira), Portekiz restoranları (ör: Vasco da Gama)


  Tapas bars (e.g: altamira  in Altona) and Portegese  restaurants(e.g. Vasco da Gama)

7.      balkonlar

       balconies

giriş katının üstindeki kare balkonlar / square balconies on the first floor

parti için ideal/ ideal for partying

8.      publar, alman biraları, langırt  üçlemesi

      pubs, german beers, table soccer trilogy

9.       bit pazarları

         fleemarkets


10.  pahalı tasarımlara karşı sokak modası

        designers vs. street style